Fesih Bozan Yazdı: ABD Ve Trump Dost Mu?

Görüşme sonrası iktidar mensupları, medyası ve yandaşları; Erdoğan’ın Trump’la görüşmesindeki fotoğraflar ve Trump’ın Erdoğan için kullandığı sözler üzerinden “işte dünya lideri, dünya siyasetine yön veren lider” diye algı oluşturmaya çalışıyor!   Halbuki fotoğraflar üzerinde değil; ABD ve Trump’ın bu fotoğraflar ve iltifatlara karşılık Türkiye’den ne kopardığına bakmak lazım.   Peki, ABD ve Trump gerçekten dost mu?   Dostun sözlük anlamı: “Sevilen ve güvenilen yakın arkadaş, sıkı fıkı görüşülen kimse, gönüldaş. Aralarında iyi ilişki bulunan, iyi geçinen kişi.”   Bu anlamda, Erdoğan’ın Trump’tan bahsederken sık sık “dostum” demesi düşündürücü değil mi?   Şimdi iktidara ve yandaşlarına sormak lazım: • Bu övgüsüne mazhar olmakla övündüğünüz ABD, İslam coğrafyasındaki bütün terör, savaş, fitne ve fesadın başı, yani büyük şeytan değil mi? • Afganistan (2001), Irak (2003), Libya (2011) ve Suriye’deki askeri operasyonlarla milyonlarca Müslümanın katili ve bölgesel istikrarsızlığı derinleştiren ABD değil mi? • Erdoğan’a Rahip Brunson için “aptal olma” diye tehdit mektubu gönderen ABD ve Erdoğan’ın “dostum” dediği Trump değil mi? • S-400 krizi nedeniyle Türkiye’ye CAATSA yaptırımlarını uygulayan ABD değil mi? • Türkiye’yi F-35 programından çıkaran ve F-35 ortaklığı için verdiği 1.4 milyar doların üzerine yatan ABD değil mi? • 2003’te Süleymaniye’de askerlerimizin başına çuval geçiren ABD değil mi? • Gazze’de soykırım uygulayan terör örgütü İsrail’e, başta askeri, siyasi ve ekonomik olmak üzere her alanda sınırsız desteği veren ABD ve Erdoğan’ın “dostum” dediği Trump değil mi? • Gazze’ye atılan tonlarca bombayı İsrail’e veren, Gazze’deki soykırıma destek veren, Gazze’de ateşkes için BM’de yapılan 6 çağrıyı veto eden ABD ve Erdoğan’ın “dostum” dediği Trump değil mi? • Gazzeli kardeşlerimizi yurtlarından çıkartarak Gazze’yi turizm merkezine dönüştürmek isteyen ABD ve Erdoğan’ın “dostum” dediği Trump değil mi? • ABD, İsrail’in dostu ve kölesi; Allah’ın, Rasulullah’ın ve Müslümanların düşmanı değil mi? • 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Türkiye’ye ambargo koyan, İsrail’in Katar’ı bombalamasını onaylayarak en sadık dostlarına bile ihanet eden ABD değil mi?   ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ne demişti: “ABD’nin düşmanı olmak tehlikeli olabilir ama ABD’nin dostu olmak ölümcüldür.”   Unutmayalım ki: • ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde samimi bir dostluk değil, çıkar temellidir. • Liderler arası kişisel yakınlık ve dostluklar, devletler arası çıkar çatışmalarını ortadan kaldırmaz. • Devletler arası ilişkiler, fotoğraflar ve övgülere göre değil; ekonomik, güvenlik ve jeopolitik çıkarlarla yürür.   Evet, başkanlar değişse de ABD her zaman kendi çıkarlarını önceleyen ve diğer devletlere sömürme niyetiyle yaklaşmıştır.   Özetle: ABD ile eşit şartlarda masaya oturabilmek için; ülkende adaleti sağlamış, yerli üretime ağırlık verip, ekonomik yönde güçlü olacaksın ve D-8’in temel ilkeleri çerçevesinde İslam Birliğini kurmuş olacaksın. Aksi durumda ABD’nin pazarı olmaktan kurtulamasın.   Diğer taraftan, Ne zamandan beri emperyalist, zalim ve Müslümanların katilleriyle görüşmek, fotoğraf çektirmek ve işbirliği yapmak bir gurur ve şeref olmuştur?   “Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 139]   Ya Rabbi! Bizlere hakkı hak, batılı batıl olarak göster; ayaklarımızı hakta sabit kıl ve bizi katil ve büyük şeytan ABD ve Trump’ın yanında değil, Senin yanında izzet ve şeref arayanlardan eyle. Âmin!   Vesselam