Mehmet Karaoğlu Yazdı: Kültür Turizmi; Geleceğin Sessiz Gücü
Bugün dünya genelinde milyonlarca insan, sadece güzel sahiller görmek için değil; bir ülkenin tarihini, sanatını, mutfağını ve geleneklerini tanımak için seyahat ediyor. İstanbul’un tarihi yarımadasında yürürken, Kapadokya’nın peribacaları arasında gezerken ya da Mardin’in taş sokaklarında dolaşırken aslında sadece bir şehri değil, binlerce yıllık birikimi keşfetmiş oluyorsunuz.
Türkiye, bu açıdan eşsiz bir potansiyele sahip. Hititlerden Osmanlı’ya uzanan tarih, farklı inançların ve kültürlerin izleri, dünyada benzeri az görülen bir çeşitlilik sunuyor. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirildiğini söylemek zor. Çoğu zaman kültür mirasımızı korumakta yetersiz kalıyor, tanıtımını yapmayı ihmal ediyoruz.
Kültür turizminin en önemli artısı, yılın sadece belli bir dönemine sıkışmaması. Deniz turizmi yaz aylarına mahkûmken, kültür turizmi dört mevsim sürdürülebilir. Bu da hem bölgesel kalkınmaya hem de ülke ekonomisine istikrarlı bir katkı sağlar. Dahası, kültür turizmi sayesinde yerel halk da kendi değerlerini yeniden keşfeder, sahip çıkma bilinci artar.
Bugün yapılması gereken, kültür mirasımızı modern turizm anlayışıyla buluşturmak. Sadece anıtları göstermek değil, o anıtların hikâyesini anlatmak… Sadece yemek yedirmek değil, o yemeğin ardındaki kültürü tanıtmak… İşte o zaman turizm, geçici bir eğlence olmaktan çıkıp kalıcı bir kültür köprüsüne dönüşür.
Son söz:
Türkiye, kültür turizmiyle dünyaya kendi hikâyesini anlatabilir. Ve bu hikâye, güneşin batmadığı, dört mevsim süren bir yolculuk olduğunu gösterir.