Trump'a beklenmeyen yerden salvo! Trump ummadığı yerden vuruldu! o gazete bile trump'ı eleştirdi... Bu adım " milliyetçi bir saldırganlık"

İşte bu Trump son günlerde dikkat çeken bir söylemde bulundu: ABD Savunma Bakanlığı'nın adının Savaş Bakanlığı olarak değiştirilmesinden yana olduğunu açıkladı!

***

Ancak hiç ummadığı bir yerden eleştiri aldı; Türk Yahudi toplumuna yönelik yayın yapan, tamamını gönüllü yazar, köşe yazarı ve çizerlerin oluşturduğu, İstanbul'da yayınlanan haftalık gazete Şalom'dan...

Şalom'da İvo MOLİNAS'ın kaleme aldığı yazıda ilginç eleştirel satırlar var...

" Donald Trump ise başkanlığının ikinci döneminde, dünyadaki kimi bölgesel savaşları bitirmeye çalışıp dünya barışını sağlayacağını iddia ederek Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmesi gerektiğini ifade etmişken, geçen hafta tüm dünyayı şaşkına çeviren bir hamle yaptı. 1949’dan beri ‘Savunma Bakanlığı’ olan kurumun adını büyük savaşlar öncesinde olduğu gibi yeniden ‘Savaş Bakanlığı’ olarak değiştiren başkanlık kararnamesini imzaladı.

 

Karar henüz Temsilciler Meclisi’nin onayından geçmedi, ancak Trump’ın bu hamlesi, onun tutarsız ve zikzaklı siyaset tarzının yeni bir örneği olarak görülse de, taşıdığı sembolik anlam açısından tüm dünyada derin endişelere yol açtığı söylenebilir.

Savaşları bitireceğini söyleyen bir liderin Savaş Bakanlığı kurması, barışçıl bir lider imajını da yok ediyor. Bu karar, onun dış politikada hem izolasyonist hem de müdahaleci stratejiler ile ilgili çelişkili yaklaşımını yansıtıyor aslında.

Savaş Bakanlığı’nın kurulmasını, halihazırda en çok savunma bakanı olan Pete Hegseth’in büyük bir inançla desteklediği görülüyor.

Hegseth, kararın imzalandığı gün şöyle demiş:

“Biz I. ve II. Dünya Savaşlarını Savunma Bakanlığı ile değil, Savaş Bakanlığı ile kazandık. Artık yalnızca savunmada değil, hücumda da ilerleyeceğiz. Sadece savunmacılar değil, savaşçılar da yetiştireceğiz.”

Böylelikle ABD, Trump döneminde ‘yumuşak güç’ stratejisinden ‘sert güç’ stratejisine geçmiş oluyor.

ABD yönetiminin böylesi milliyetçi bir saldırganlık konumuna girme görüntüsü, sembolik bir güç gösterisi ve popülist tabanına hitap etme çabası olarak mı okunmalı, yoksa gerçekten de Trump’ın, ticareti ve barışı önceleyen siyasi çizgisini terk edip saldırgan bir dış politikaya yönelme işareti olarak mı görülmeli, bunu zaman gösterecek.

Söz konusu hamle, iç politikada tabanını konsolide etmeyi amaçlasa da uluslararası alanda müttefiklerinin ve düşmanlarının tepkisini çekebilir. Örneğin bu hamlenin, Rusya ve Çin’in, ABD’nin savaş yanlısı olduğu geleneksel anlatısına hizmet edeceğini öngörmek pek mümkün. Ayrıca ABD karşıtlığında kimi otoriter ülkelerin ellerine koz vereceği de ileri sürülebilir.

Trump’ın, ‘yumuşak güç, gerçek güç değildir’ yaklaşımı özellikle Napolyon’un yönetim şekliyle benzerlik gösterse de, nükleer çağda savaş yanlısı olmanın veya görünmenin, dünyanın selameti için hiç de iyi sonuçlar doğurmayacağı da çok açık."

 

 

 

 

Kaynak:Milli Gazete