Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Fesih Bozan yazdı: Bölgenin Kadim Halkı Kürtler... Türkiye ve Bölgede Kürtler

Gündem 31.07.2025 - 13:42, Güncelleme: 31.07.2025 - 13:42
 

Fesih Bozan yazdı: Bölgenin Kadim Halkı Kürtler... Türkiye ve Bölgede Kürtler

Fesih Bozan yazdı: Bölgenin Kadim Halkı Kürtler... Türkiye ve Bölgede Kürtler
Ülkemizin en önemli meselelerinden biri, ırkçı zihniyetin inkar ve asimilasyona dayalı kurduğu sistemin meydana getirdiği Kürt meselesidir. Kürt meselesi sadece Türkiye’nin değil, Kürt halkının yaşadığı, İran, Irak ve Suriye'nin de meselesidir. Çünkü her dört ülkede de Kürt halkı inkar, asimilasyon ve baskıcı politikalara maruz kalmıştır. Kürt meselesi, bölgeyi yeniden dizayn etmek isteyen başta ABD, İsrail olmak üzere diğer emperyalist ülkelerin de kullanmaya çalıştığı bir meselesidir. Kürt meselesinin çözümü ve Bölge barışı, bu dört ülkenin Kürt halkının tarihi gerçeklerini göz önüne almaları, samimi, insani, eşit, hak ve adalet merkezli yaklaşmalarıyla çok daha kolay çözüleceğine inanıyorum. Bu durumda, ABD ve İsrail’in Bölge ile ilgili politikaları da boşa düşecektir. Kürtlerin Tarihsel Kökeni Kürt halkı, yalnızca modern döneme ait bir etnik topluluk değil, tarihsel kökleri milattan önce 4000’li yıllara kadar uzanan Mezopotamya'nın yerli ve en kadim halklarından biridir. Günümüzde Kürtlerin yaşadığı coğrafya, antik çağlardan itibaren Sümer, Akad, Med, Asur, Pers ve Part uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıkların birçoğu, Kürtlerin atalarıyla doğrudan veya dolaylı ilişkiler içindeydi. Kürtler, İran’ın batı ve kuzeybatısında, Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda, Irak ve Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda, Ermenistan’ın güneyinde ve Azerbaycan’ın güneybatısında yaşamış olan, günümüzde de aynı ülkelerde varlığını sürdüren yerli kavimlerden biridir. Kürtler, bu kadim coğrafyada binlerce yıl boyunca dil, kültür ve geleneklerini koruyarak varlıklarını sürdürmüş, yerleşik hayata geçmiş ve bölgesel tarih içinde önemli bir rol oynamışlardır. Dolayısıyla Kürt kimliği, sadece etnik bir aidiyet değil; aynı zamanda Mezopotamya’nın tarihsel ve kültürel mirasının ayrılmaz bir parçasıdır. İslamiyet ve Orta Çağ (MS 600 – 1500) Kürtler, tebliğ sürecinde İslam dinini benimseyen ilk halklardan biri olmuştur. Câbân (Gâvan) adlı bir sahabinin Kürt olduğu ve Resûlullah (SAV)’den hadis rivayet ettiği bilinmektedir. Aynı zamanda Onun oğlu Meymûn da güvenilir râvilerden biridir. Bir Kürt komutan olan Selâhaddîn-i Eyyûbî, 567’de (1171) Mısır, Ortadoğu, Hicaz ve Yemen’de hüküm sürecek olan Eyyûbîler Devleti’ni kurmuş ve 583’te (1187) Kudüs’ü Haçlıların işgalinden kurtarmıştı. 1071 Malazgirt Savaşı’nda Selçuklu ordusuna destek veren Kürt halkı, dönemin dinî ve siyasî ittifak anlayışı çerçevesinde Selçuklularla birlikte omuz omuza savaşarak, Selçuklu Devleti’nin Anadolu’ya yerleşme ve yayılma sürecinde birlikte savaşmışlardır. Osmanlı-Safevi arasında yaşanan çekişmelerde Kürtler Osmanlıya destek vererek Osmanlı lehine önemli bir rol oynamıştır. (1500-1800) Birinci dünya savaşında küçük küçük kabileler bile Osmanlıdan ayrılıp devlet kurarken, dönemin belki de en büyük nüfusuna sahip Kürt halkı Osmanlıyı/Halifeyi terk etmemiş Osmanlıyla birlikte savaşmıştır. Ama gelin görün ki, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde Kürtler inkar, asimilasyon ve baskı politikalarına maruz kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan itibaren benimsenen ırkçı resmi ideoloji, homojen tekçi bir ulus inşa etmeyi hedeflemiş, bu doğrultuda Kürt kimliğini sistematik biçimde reddetmiş, kültürel asimilasyon, tarih kitaplarında Kürtlere yer vermeme, dil yasağı, yer isimlerinin değiştirilmesi ve zorla göç ettirme gibi uygulamalarla inkar politikası pekiştirilmiştir. Irkçı Zihniyetin Türk Toplumu Algıları Üzerinde Etkisi Devletin ideolojik yönlendirmeleri, toplumun önemli bir kesiminde de Kürt halkına yönelik önyargıların ve “Kürtler dağ Türkleridir” gibi yanlış bilgilerin yerleşmesine yol açmış, zaman zaman medyada ve sosyal yaşamda görülen nefret söylemleri, ayrımcılık ve şiddet olayları yaşanmıştır. Özetlersek Kürtler, Mezopotamya’nın en kadim halklarından biri olarak binlerce yıldır bu topraklarda yaşamaktadır. Kürt halkı bazı milliyetçi Türklerin iddia ettiği gibi Türklerin ayrı bir kolu değil, müstakil bir halktır ve Türk halkı Anadolu’ya göç etmeden önce vardılar.  Farklı dönemlerde büyük imparatorluklara katılmış, kendi beyliklerini kurmuş ve modern çağda ulusal kimlik mücadelesi vermişlerdir. Kürt tarihi, aynı zamanda bu toprakların tarihiyle iç içe geçmiş bir medeniyet tarihidir. Çok kültürlü bir yapıya sahip olan Türkiye’nin, ırkçı ve tekçi zihniyeti terk ederek, bu çeşitliliği ayrılık değil, bir zenginlik olarak görmesi, tarihsel hakikate, İslam’a, insan haklarına, eşitlik, adalet ve demokratik değerlere daha uygun düşecektir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin ayrı ayrı yaşadığı sorunlar, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” çıkışı,  Bölgemizde aranan “Barış Süreci” “ABD ve İsrail’in Bölgedeki bölme ve işgal planlarını boşa çıkarma” gibi atılmakta olan adımlar bu gerçekler doğrultusunda değerlendirilirse daha başarılı olacaktır.  Kürt halkının tarihi hakkında çeşitli kaynaklardan ulaşılabileceği gibi DİB yayınlarından https://islamansiklopedisi.org.tr/kurtler  linkinden özet bilgilere ulaşılabilir. Bu konunun devamı olarak, gelecek yazımızda “ABD, İsrail, Bölgenin Yeniden Dizaynı, Bölge Ülkeleri ve Kürtlerin durumu” ile devam edeceğiz. Vesselam
Fesih Bozan yazdı: Bölgenin Kadim Halkı Kürtler... Türkiye ve Bölgede Kürtler

Ülkemizin en önemli meselelerinden biri, ırkçı zihniyetin inkar ve asimilasyona dayalı kurduğu sistemin meydana getirdiği Kürt meselesidir.

Kürt meselesi sadece Türkiye’nin değil, Kürt halkının yaşadığı, İran, Irak ve Suriye'nin de meselesidir. Çünkü her dört ülkede de Kürt halkı inkar, asimilasyon ve baskıcı politikalara maruz kalmıştır.

Kürt meselesi, bölgeyi yeniden dizayn etmek isteyen başta ABD, İsrail olmak üzere diğer emperyalist ülkelerin de kullanmaya çalıştığı bir meselesidir.

Kürt meselesinin çözümü ve Bölge barışı, bu dört ülkenin Kürt halkının tarihi gerçeklerini göz önüne almaları, samimi, insani, eşit, hak ve adalet merkezli yaklaşmalarıyla çok daha kolay çözüleceğine inanıyorum. Bu durumda, ABD ve İsrail’in Bölge ile ilgili politikaları da boşa düşecektir.

Kürtlerin Tarihsel Kökeni

Kürt halkı, yalnızca modern döneme ait bir etnik topluluk değil, tarihsel kökleri milattan önce 4000’li yıllara kadar uzanan Mezopotamya'nın yerli ve en kadim halklarından biridir.

Günümüzde Kürtlerin yaşadığı coğrafya, antik çağlardan itibaren Sümer, Akad, Med, Asur, Pers ve Part uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıkların birçoğu, Kürtlerin atalarıyla doğrudan veya dolaylı ilişkiler içindeydi.

Kürtler, İran’ın batı ve kuzeybatısında, Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda, Irak ve Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda, Ermenistan’ın güneyinde ve Azerbaycan’ın güneybatısında yaşamış olan, günümüzde de aynı ülkelerde varlığını sürdüren yerli kavimlerden biridir.

Kürtler, bu kadim coğrafyada binlerce yıl boyunca dil, kültür ve geleneklerini koruyarak varlıklarını sürdürmüş, yerleşik hayata geçmiş ve bölgesel tarih içinde önemli bir rol oynamışlardır.

Dolayısıyla Kürt kimliği, sadece etnik bir aidiyet değil; aynı zamanda Mezopotamya’nın tarihsel ve kültürel mirasının ayrılmaz bir parçasıdır.

İslamiyet ve Orta Çağ (MS 600 – 1500)

Kürtler, tebliğ sürecinde İslam dinini benimseyen ilk halklardan biri olmuştur. Câbân (Gâvan) adlı bir sahabinin Kürt olduğu ve Resûlullah (SAV)’den hadis rivayet ettiği bilinmektedir. Aynı zamanda Onun oğlu Meymûn da güvenilir râvilerden biridir.

Bir Kürt komutan olan Selâhaddîn-i Eyyûbî, 567’de (1171) Mısır, Ortadoğu, Hicaz ve Yemen’de hüküm sürecek olan Eyyûbîler Devleti’ni kurmuş ve 583’te (1187) Kudüs’ü Haçlıların işgalinden kurtarmıştı.

1071 Malazgirt Savaşı’nda Selçuklu ordusuna destek veren Kürt halkı, dönemin dinî ve siyasî ittifak anlayışı çerçevesinde Selçuklularla birlikte omuz omuza savaşarak, Selçuklu Devleti’nin Anadolu’ya yerleşme ve yayılma sürecinde birlikte savaşmışlardır.

Osmanlı-Safevi arasında yaşanan çekişmelerde Kürtler Osmanlıya destek vererek Osmanlı lehine önemli bir rol oynamıştır. (1500-1800)

Birinci dünya savaşında küçük küçük kabileler bile Osmanlıdan ayrılıp devlet kurarken, dönemin belki de en büyük nüfusuna sahip Kürt halkı Osmanlıyı/Halifeyi terk etmemiş Osmanlıyla birlikte savaşmıştır.

Ama gelin görün ki, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde Kürtler inkar, asimilasyon ve baskı politikalarına maruz kalmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan itibaren benimsenen ırkçı resmi ideoloji, homojen tekçi bir ulus inşa etmeyi hedeflemiş, bu doğrultuda Kürt kimliğini sistematik biçimde reddetmiş, kültürel asimilasyon, tarih kitaplarında Kürtlere yer vermeme, dil yasağı, yer isimlerinin değiştirilmesi ve zorla göç ettirme gibi uygulamalarla inkar politikası pekiştirilmiştir.

Irkçı Zihniyetin Türk Toplumu Algıları Üzerinde Etkisi

Devletin ideolojik yönlendirmeleri, toplumun önemli bir kesiminde de Kürt halkına yönelik önyargıların ve “Kürtler dağ Türkleridir” gibi yanlış bilgilerin yerleşmesine yol açmış, zaman zaman medyada ve sosyal yaşamda görülen nefret söylemleri, ayrımcılık ve şiddet olayları yaşanmıştır.

Özetlersek

Kürtler, Mezopotamya’nın en kadim halklarından biri olarak binlerce yıldır bu topraklarda yaşamaktadır.

Kürt halkı bazı milliyetçi Türklerin iddia ettiği gibi Türklerin ayrı bir kolu değil, müstakil bir halktır ve Türk halkı Anadolu’ya göç etmeden önce vardılar.  Farklı dönemlerde büyük imparatorluklara katılmış, kendi beyliklerini kurmuş ve modern çağda ulusal kimlik mücadelesi vermişlerdir. Kürt tarihi, aynı zamanda bu toprakların tarihiyle iç içe geçmiş bir medeniyet tarihidir.

Çok kültürlü bir yapıya sahip olan Türkiye’nin, ırkçı ve tekçi zihniyeti terk ederek, bu çeşitliliği ayrılık değil, bir zenginlik olarak görmesi, tarihsel hakikate, İslam’a, insan haklarına, eşitlik, adalet ve demokratik değerlere daha uygun düşecektir.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin ayrı ayrı yaşadığı sorunlar, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” çıkışı,  Bölgemizde aranan “Barış Süreci” “ABD ve İsrail’in Bölgedeki bölme ve işgal planlarını boşa çıkarma” gibi atılmakta olan adımlar bu gerçekler doğrultusunda değerlendirilirse daha başarılı olacaktır.

 Kürt halkının tarihi hakkında çeşitli kaynaklardan ulaşılabileceği gibi DİB yayınlarından https://islamansiklopedisi.org.tr/kurtler  linkinden özet bilgilere ulaşılabilir.

Bu konunun devamı olarak, gelecek yazımızda “ABD, İsrail, Bölgenin Yeniden Dizaynı, Bölge Ülkeleri ve Kürtlerin durumu” ile devam edeceğiz.

Vesselam

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve radikalgazete.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.