Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Fesih Bozan yazdı:Dini, Siyasete Alet Edenler

Gündem 23.07.2025 - 12:50, Güncelleme: 23.07.2025 - 12:50
 

Fesih Bozan yazdı:Dini, Siyasete Alet Edenler

Fesih BOzan yazdı:Dini, Siyasete Alet Edenler
“Dinin siyasete alet edilmesi” kavramı her dönemde kullanılmış olsa da günümüzde çok daha fazla kullanılan bir kavramdır. Bu da bireylerde, dini kurumlarda ve siyasi mekanizmalarda ciddi güven kaybına ve ahlaki yozlaşmaya yol açmaktadır.  “Dini siyasete alet etmek”  kişinin dini, siyasi çıkar ve rant elde etmek için kullanan din tüccarlarıdır. Bazı siyasi parti liderleri ve mensupları, hayatlarını dinin esaslarına göre yaşamaz, dini yalnızca namaz, oruç, hac gibi belli bazı ibadetlerle sınırlı görür, günlük yaşamlarında ve iktidar dönemlerinde dinin emir ve yasaklarını yok sayar, ancak aynı dinin kutsal değer ve sembollerini dillerinden düşürmezler. Bu tutum, açıkça halkın dini duygularını istismar etmek ve dini siyasete alet etmektir. Seçim meydanlarında, konferans salonlarında veya TV programlarında, dini kavram ve sembolleri bu kişilerin dilinden düşmez; fakat iktidara geldiklerinde dinin emir ve yasaklarını zerre uygulamazlar.  Hatta yasakların önünü açar, teşvik ederler, ancak dindardırlar..! Biz vatandaşlarda “bir bildikleri vardır” veya “engel olmaya şimdilik güçleri yok” diye mazeret uydururuz. Bu tür siyasetçilerin söylemlerinde din, riya ve hamaset vardır ama icraatlarında din ve samimiyet yoktur.” Aşağıdaki özelikler kimde varsa, o kişinin “Dini siyasete alet ettiğinin” en açık göstergesidir. •          Dindar görünür ama yalan, hile, torpil, rüşvet, kul hakkı yemekten, hırsızlık ve yolsuzluk yapmaktan çekinmez, •          Dili din der ama emanete ihanet eder, adalet ilkesini çiğner, liyakat ve ehliyetliyi değil, adamını seçer, •          Dinin gereklerini yaşamazlar ancak vatandaşları kandırmak için dini söylem ve sembolleri her makam ve fırsatta çok iyi kullanırlar, •          Adalet ve merhamet dinimizin en önemli emirlerinden iken, kendilerinden olmayanlara zulüm ve haksızlık yapmaktan, hedef göstermekten, ayrımcılık ve dışlamaktan çekinmezler, •          Dış mihraklara karşı dini hamaseti çok yaparlar ama dış mihraklara dostluk, işbirliği ve ticaret yapmaktan çekinmez ve yüzleri hiç kızarmaz, •          Dinin emir ve yasaklarını, Peygamber Efendimizin ahlak ve davasını, Kuran-ı Kerimi bir bütün olarak yaşamazlar, yaşatmazlar ve icraatlarında uygulamazlar ancak, dinin sembolleri için ortalığı ayağa kaldırmayı ve hedef göstermeyi iyi yaparlar, Dini siyasete alet etmek, dinin özünü yozlaştırır, halkın din algısını sarsar ve dürüst, samimi dindarların üzerine gölge düşürür. “Dini siyasete alet edenler”, dini; oy toplamak, servet biriktirmek, makam elde etmek ve hırsızlık, yolsuzluk, yalan gibi eylemlerini örtbas etmek için bir kılıf olarak kullanır. Ne yazık ki bugün çevremiz ve ekranlarımız, bu tür siyasetçilerle doludur. Ancak burada sadece onları suçlayarak sorumluluktan kurtulamayız. Âlimler, hocalar, hacılar ve sade vatandaşlar olarak bizler de masum değiliz. Bu tür siyasetçilere verdiğimiz her oy, yaptığımız her savunma ve tuttuğumuz her alkış; dinî değerleri kirli siyasetlerine alet eden bu ikiyüzlü kişilerin güç bulmasına ve varlıklarını sürdürmesine hizmet eder. Unutmayalım ki, bu tavrımızla onların işlediği her türlü kötülük ve günahın vebaline biz de ortak oluyoruz. Her samimi Müslüman, dinimizi doğru öğrenmeli ve dinimizi kötü emellerine alet edenlere değil, dinimizin emir ve yasaklarını özel hayatlarında gerçekten yaşayan ve bunun mücadelesini veren samimi ve dürüst siyasetçilere destek olmalıdır. Vatandaşlar olarak, siyasetçilerin sözlerine değil, icraatlarına; namazlarına değil, iki namaz arasında yaptıklarına; dini söylemlerine değil, parayla olan ilişkilerine ve adalet anlayışlarına bakmalıyız. Çünkü dindarlık, kişinin Allah’la arasındaki bir meseledir. Ancak adil ya da zalim oluşu, hırsız ya da dürüst oluşu, liyakatli ya da cahil oluşu doğrudan toplumu etkiler. Unutmayalım ki, bu tür siyasetçiler ne din uğruna ne de siyasi bir inat uğruna tercih edilmemelidir. Onlara karşı durmak; dini değerleri korumaktır, aynı zamanda insani, vicdani ve İslami bir sorumluluktur. Vesselam
Fesih BOzan yazdı:Dini, Siyasete Alet Edenler

“Dinin siyasete alet edilmesi” kavramı her dönemde kullanılmış olsa da günümüzde çok daha fazla kullanılan bir kavramdır.

Bu da bireylerde, dini kurumlarda ve siyasi mekanizmalarda ciddi güven kaybına ve ahlaki yozlaşmaya yol açmaktadır.

 “Dini siyasete alet etmek”  kişinin dini, siyasi çıkar ve rant elde etmek için kullanan din tüccarlarıdır.

Bazı siyasi parti liderleri ve mensupları, hayatlarını dinin esaslarına göre yaşamaz, dini yalnızca namaz, oruç, hac gibi belli bazı ibadetlerle sınırlı görür, günlük yaşamlarında ve iktidar dönemlerinde dinin emir ve yasaklarını yok sayar, ancak aynı dinin kutsal değer ve sembollerini dillerinden düşürmezler. Bu tutum, açıkça halkın dini duygularını istismar etmek ve dini siyasete alet etmektir.

Seçim meydanlarında, konferans salonlarında veya TV programlarında, dini kavram ve sembolleri bu kişilerin dilinden düşmez; fakat iktidara geldiklerinde dinin emir ve yasaklarını zerre uygulamazlar.  Hatta yasakların önünü açar, teşvik ederler, ancak dindardırlar..! Biz vatandaşlarda “bir bildikleri vardır” veya “engel olmaya şimdilik güçleri yok” diye mazeret uydururuz.

Bu tür siyasetçilerin söylemlerinde din, riya ve hamaset vardır ama icraatlarında din ve samimiyet yoktur.”

Aşağıdaki özelikler kimde varsa, o kişinin “Dini siyasete alet ettiğinin” en açık göstergesidir.

•          Dindar görünür ama yalan, hile, torpil, rüşvet, kul hakkı yemekten, hırsızlık ve yolsuzluk yapmaktan çekinmez,

•          Dili din der ama emanete ihanet eder, adalet ilkesini çiğner, liyakat ve ehliyetliyi değil, adamını seçer,

•          Dinin gereklerini yaşamazlar ancak vatandaşları kandırmak için dini söylem ve sembolleri her makam ve fırsatta çok iyi kullanırlar,

•          Adalet ve merhamet dinimizin en önemli emirlerinden iken, kendilerinden olmayanlara zulüm ve haksızlık yapmaktan, hedef göstermekten, ayrımcılık ve dışlamaktan çekinmezler,

•          Dış mihraklara karşı dini hamaseti çok yaparlar ama dış mihraklara dostluk, işbirliği ve ticaret yapmaktan çekinmez ve yüzleri hiç kızarmaz,

•          Dinin emir ve yasaklarını, Peygamber Efendimizin ahlak ve davasını, Kuran-ı Kerimi bir bütün olarak yaşamazlar, yaşatmazlar ve icraatlarında uygulamazlar ancak, dinin sembolleri için ortalığı ayağa kaldırmayı ve hedef göstermeyi iyi yaparlar,

Dini siyasete alet etmek, dinin özünü yozlaştırır, halkın din algısını sarsar ve dürüst, samimi dindarların üzerine gölge düşürür.


“Dini siyasete alet edenler”, dini; oy toplamak, servet biriktirmek, makam elde etmek ve hırsızlık, yolsuzluk, yalan gibi eylemlerini örtbas etmek için bir kılıf olarak kullanır.


Ne yazık ki bugün çevremiz ve ekranlarımız, bu tür siyasetçilerle doludur.

Ancak burada sadece onları suçlayarak sorumluluktan kurtulamayız. Âlimler, hocalar, hacılar ve sade vatandaşlar olarak bizler de masum değiliz.

Bu tür siyasetçilere verdiğimiz her oy, yaptığımız her savunma ve tuttuğumuz her alkış; dinî değerleri kirli siyasetlerine alet eden bu ikiyüzlü kişilerin güç bulmasına ve varlıklarını sürdürmesine hizmet eder.


Unutmayalım ki, bu tavrımızla onların işlediği her türlü kötülük ve günahın vebaline biz de ortak oluyoruz.

Her samimi Müslüman, dinimizi doğru öğrenmeli ve dinimizi kötü emellerine alet edenlere değil, dinimizin emir ve yasaklarını özel hayatlarında gerçekten yaşayan ve bunun mücadelesini veren samimi ve dürüst siyasetçilere destek olmalıdır.

Vatandaşlar olarak, siyasetçilerin sözlerine değil, icraatlarına; namazlarına değil, iki namaz arasında yaptıklarına; dini söylemlerine değil, parayla olan ilişkilerine ve adalet anlayışlarına bakmalıyız. Çünkü dindarlık, kişinin Allah’la arasındaki bir meseledir. Ancak adil ya da zalim oluşu, hırsız ya da dürüst oluşu, liyakatli ya da cahil oluşu doğrudan toplumu etkiler.

Unutmayalım ki, bu tür siyasetçiler ne din uğruna ne de siyasi bir inat uğruna tercih edilmemelidir. Onlara karşı durmak; dini değerleri korumaktır, aynı zamanda insani, vicdani ve İslami bir sorumluluktur.

Vesselam

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve radikalgazete.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.