Sudan ordusunun liderlerine kimyasal silah kullanımı nedeniyle Lahey’de dava açıldı
Sudan ordusunun liderlerine kimyasal silah kullanımı nedeniyle Lahey’de dava açıldı
Sudan Hakları İttifakı, 25 Eylül’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) Sudan’daki aralarında Askerî Konsey Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın da bulunduğu dört üst düzey isme karşı dava açtı. Bu adım, Sudan’daki devam eden çatışmalar sırasında ordunun kimyasal silah kullandığını ve sivillere yönelik ağır ihlaller işlediğini doğrulayan resmî ABD raporları ve medya haberlerinin ardından geldi.
İttifakla birlikte uluslararası bir avukat ekibinin hazırladığı başvuru, Burhan’ın yanı sıra Yasir el-Atta, Şemseddin el-Kabbaşi ve Tümgeneral et-Tahir Muhammed’i hedef alıyor. Başvuruda mahkemeden kapsamlı bir soruşturma açması ve bu suçlardan sorumluların hesap vermesini sağlaması talep edildi. Bu girişim, Sudanlı sivil toplumun uluslararası adaleti işletmeye yönelik en dikkat çekici çabalarından biri olarak görülüyor.
UCM başvurusuna ek olarak, İttifak Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’na resmî bir şikâyet sundu ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Başkanına da acil bir soruşturma başlatılması ve Port Sudan yönetiminin örgüt üyeliğinin dondurulması çağrısında bulunan bir mektup gönderdi. İttifak, uluslararası sessizliğin sürmesinin cezasızlığı pekiştirdiği ve masum sivilleri tehlikeye attığı uyarısında bulundu.
Söz konusu adımlar, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Mayıs ayında yayımladığı bir raporda Sudan ordusunun geçen yıl en az iki kez kimyasal silah kullandığının teyit edilmesinin ardından geldi. Bu süreç, Sudanlı ordu liderlerinin müzakere veya barış girişimlerine yönelik tüm çağrıları reddetmesi nedeniyle sivil toplumun faili meçhul ihlaller için uluslararası mekanizmalara yönelmesiyle aynı döneme denk geliyor. Daha önceki uluslararası raporlar da ordunun sivillere karşı kimyasal silah kullanımını içeren yaygın ihlallere karıştığını ortaya koymuştu.
Açılan dava, Sudan’daki askerî liderler ve uluslararası sessizlik için çift yönlü bir meydan okuma niteliği taşırken; uluslararası hukukun uygulanması ve ihlallerin durdurulması için Avrupa, uluslararası ve Afrika düzeyinde ortak baskı gereğine işaret ediyor. İttifakın mevcut hamleleri, UCM ile Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nun askerî liderlerin hesap verebilirliğini sağlamak ve sivilleri korumak için etkili araçlar hâline gelebileceğini gösteriyor. Bu da uluslararası insan hakları siyasetinin temel eksenlerinden biri olan “cezasızlığın önlenmesi” ilkesini güçlendiriyor.
Afrika Birliği’nin, Port Sudan otoritesinin uluslararası örgütlerdeki üyeliğinin dondurulduğunu duyurması ise, ihlallerin cezasız kalmayacağı yönünde sembolik ve pratik bir mesaj niteliği taşıyor. Bu tutum, Avrupa Birliği ve üye ülkelerinden gelecek diplomatik ve siyasî baskıyla birleştiği takdirde, uluslararası camianın Sudan krizine yaklaşımında bir değişimin habercisi olabilir.
Bu çerçevede söz konusu dava, Sudanlı sivil toplumun uluslararası adalete yönelişinin bir göstergesi olarak görülüyor ve özellikle silahlı çatışmaların ve yaygın insan hakları ihlallerinin yaşandığı ülkelerde, askerî liderlerin sorumluluğunu hukuk yoluyla tesis etmenin örnek bir modeli olarak değerlendiriliyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.