Filistin toprakları kanla sulanıyor. Gazze’de bebekler açlıktan ölüyor, anneler evlatlarının cesetlerini kucaklıyor, yaşlıların feryadı gök kubbeyi inletiyor. Biz burada sofralarımıza otururken, onlar bir lokma ekmek bulamıyor. Biz uyurken, onların üstüne bombalar yağıyor.
Ama asıl acı olan nedir biliyor musunuz? Batının, Avrupa’nın, hatta uzak diyarlardaki vicdan sahibi insanların ayağa kalktığı bir zamanda, İslam ülkelerinin sessizliği, suskunluğudur. Kanada’da bile İsrail askerleri savaş suçlusu olarak yargılanma kararı alırken, milyonlarca Müslüman’a ev sahipliği yapan devletlerimiz hâlâ kınama mesajları yayınlamakla yetiniyor.
Bizim sessizliğimiz, onların cesaretidir! Bizim korkumuz, onların zulmünü artırıyor! Bizim suskunluğumuz, Filistinli çocukların mezar taşına dönüşüyor!
Buradan haykırıyorum:
• İsrail ile ticareti sürdürmek, onların attığı her bombada kanımıza ortak olmaktır!
• Gazze yanarken, hâlâ elinde fenerle miting yapmak, sadece vicdan rahatlatmaktır!
• Bu ümmet, artık sadece dua ile değil, fiili duruşla da var olmak zorundadır!
Ey Türkiye! Ey ümmetin kalbi olan aziz millet!
Biz, tarihte zalime boyun eğmemiş bir milletiz. Çanakkale’de 7 düvele karşı direnmiş bir millet, bugün birkaç tüccarın çıkarı için mi susacak? Birkaç ülkenin tehdidi için mi geri adım atacak?
Cumhurbaşkanımıza da, bütün liderlerimize de sesleniyoruz: Artık söz değil, adım zamanı! Artık kınama değil, yaptırım zamanı! İsrail ile ticareti durdurmak, diplomatik ilişkileri kesmek, dünya mazlumlarına örnek olmak bizim boynumuzun borcudur.
Kardeşlerim, bu ümmet susarsa Allah’ın huzurunda hesabını veremez. Şimdi biz de fert fert soralım kendimize: Ben ne yapıyorum? Benim sesim nerede? Benim boykotum nerede? Benim haykırışım nerede?
Unutmayın! Küçük adımlar birleşirse büyük bir çığ olur. Bugün hep birlikte ayağa kalkma günüdür! Bugün ümmetin onurunu savunma günüdür! Bugün susan değil, kükreyen bir ümmet olma günüdür!
Rabbim bizleri mazlumların safında, zalimlerin karşısında dimdik duranlardan eylesin.
Vesselam