Uzm. Aile Danışmanı Belkıs Akay
Köşe Yazarı
Uzm. Aile Danışmanı Belkıs Akay
 

İHANETİN İKİ YÜZÜ: ALDATAN VE ALDATILAN

“Aldatılmak” Kelimenin kendisi bile insanın yüreğine bir taş gibi oturur. Sanki insanın içinden bir şey eksilir, İçten içe bir şeyler kopar ve yerine koca bir boşluk kalır. O boşluk kimi zaman öfkeyle, kimi zaman derin bir hüzünle, kimi zaman da derin bir hayal kırıklığıyla dolar. İnsan, böyle zamanlarda en çok da kendine kızar. “Nasıl anlamadım? Nasıl kandım? O kadar sevgiyi, emeği, zamanı nasıl verdim?” sorularıyla kendini sorgular, kendi kalbine yüklenir. Bu soruların muhatabı karşı taraf olmalıdır ama ihanetin garip bir yanı vardır. Aldatan kişi yaptığı yanlışı kendinde görmek yerine genellikle suçu dışarıda, aldatılan ise suçu kendinde arar. Aldatılan kişi için ihanet, sadece sevdiği birinin ona yalan söylemesi değil, aynı zamanda kendi sevgisinin, fedakârlığının da sorgulanmasıdır. En çok da şu duygu yakar insanı; “Ben yanlış insana güvenmişim.” Çünkü kaybedilen sadece bir insan değil, güven duygusudur.   Madalyonun Diğer Yüzü: “Aldatan” Dışarıdan bakıldığında güçlü, kazanmış, hayatına devam eden biri gibi görünebilir. Fakat iç dünyasında farklı bir tablo vardır. Önce bir zafer hissi yaşar; “Kimse anlamadı, istediğimi yaptım.” diye düşünür ardından bir rahatlama gelir. “Bitti, gitti.” der ama eninde sonunda kendi içinde ve hayatında kocaman bir boşluk oluşur. Çünkü insan, ihanet ettikçe kendinden eksilir. Bunu hemen hissetmeyebilir ama zamanla o eksiklik içinde yankılanmaya başlar. Aldatan kişi, bir noktadan sonra kendini de kandırmaya başlar.  Kendi vicdanını susturmak için bahaneler üretir. “Zaten çok sorun vardı.” “Zaten bana iyi davranmıyordu.” “Zaten yolunda gitmiyordu.” Bahaneler çoğaldıkça bu “zaten”lerle kendini haklı çıkarmaya çalışır. Eninde sonunda kendisiyle baş başa kaldığında gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır. İnsan, başkasını kandırabilir ama kendini sonsuza kadar kandıramaz. İhanet, her iki tarafı da farklı şekillerde yaralar. Aldatılan güvenini kaybeder. Aldatan, kendine saygısını. Aldatılan, bir süre hayata küser, Aldatan, fark ettirmeden kendini de yıpratır. En büyük yanılgı, ihanetin sadece aldatılanı yıktığını sanmaktır. Oysa ihanet, her iki tarafı da içten içe kemiren bir durumdur. Günün sonunda gerçek şudur ki; Aldatılan kişi, zamanla yeniden ayağa kalkar. O boşluğu önce acıyla, sonra yeni farkındalıklarla, sonra da hayatın ona sunduğu yeni güzelliklerle doldurur. Aldatan kişi ise içinde oluşan o boşluğu çoğu zaman fark edemez. O yüzden hep daha fazlasını ister, hep bir şeyler eksik kalır. Çünkü ihanet, en çok da ihaneti yapanı eksiltir.   Unutmayalım; İhanet sadece eşler arasında yaşanan bir kırılma değildir. Çocukların gözünden gördüğü, hayat boyu taşıdığı bir izdir aynı zamanda. Aldatılanın yarası sarılır belki ama güvenin sarsıldığı ailelerde, gelecek nesiller de yara alır. O yüzden sadakat, yalnızca kişisel bir erdem değil, toplumsal bir sorumluluktur.
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2025 -Cuma

İHANETİN İKİ YÜZÜ: ALDATAN VE ALDATILAN

“Aldatılmak”
Kelimenin kendisi bile insanın yüreğine bir taş gibi oturur. Sanki insanın içinden bir şey eksilir, İçten içe bir şeyler kopar ve yerine koca bir boşluk kalır. O boşluk kimi zaman öfkeyle, kimi zaman derin bir hüzünle, kimi zaman da derin bir hayal kırıklığıyla dolar.

İnsan, böyle zamanlarda en çok da kendine kızar.
“Nasıl anlamadım? Nasıl kandım? O kadar sevgiyi, emeği, zamanı nasıl verdim?” sorularıyla kendini sorgular, kendi kalbine yüklenir. Bu soruların muhatabı karşı taraf olmalıdır ama ihanetin garip bir yanı vardır. Aldatan kişi yaptığı yanlışı kendinde görmek yerine genellikle suçu dışarıda, aldatılan ise suçu kendinde arar.

Aldatılan kişi için ihanet, sadece sevdiği birinin ona yalan söylemesi değil, aynı zamanda kendi sevgisinin, fedakârlığının da sorgulanmasıdır.
En çok da şu duygu yakar insanı;
“Ben yanlış insana güvenmişim.”
Çünkü kaybedilen sadece bir insan değil, güven duygusudur.
 

Madalyonun Diğer Yüzü: “Aldatan”
Dışarıdan bakıldığında güçlü, kazanmış, hayatına devam eden biri gibi görünebilir. Fakat iç dünyasında farklı bir tablo vardır. Önce bir zafer hissi yaşar; “Kimse anlamadı, istediğimi yaptım.” diye düşünür ardından bir rahatlama gelir. “Bitti, gitti.” der ama eninde sonunda kendi içinde ve hayatında kocaman bir boşluk oluşur. Çünkü insan, ihanet ettikçe kendinden eksilir. Bunu hemen hissetmeyebilir ama zamanla o eksiklik içinde yankılanmaya başlar.

Aldatan kişi, bir noktadan sonra kendini de kandırmaya başlar.
 Kendi vicdanını susturmak için bahaneler üretir.
“Zaten çok sorun vardı.”
“Zaten bana iyi davranmıyordu.”
“Zaten yolunda gitmiyordu.”
Bahaneler çoğaldıkça bu “zaten”lerle kendini haklı çıkarmaya çalışır. Eninde sonunda kendisiyle baş başa kaldığında gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır. İnsan, başkasını kandırabilir ama kendini sonsuza kadar kandıramaz.


İhanet, her iki tarafı da farklı şekillerde yaralar.

  • Aldatılan güvenini kaybeder.
  • Aldatan, kendine saygısını.

Aldatılan, bir süre hayata küser,
Aldatan, fark ettirmeden kendini de yıpratır.
En büyük yanılgı, ihanetin sadece aldatılanı yıktığını sanmaktır. Oysa ihanet, her iki tarafı da içten içe kemiren bir durumdur.


Günün sonunda gerçek şudur ki;
Aldatılan kişi, zamanla yeniden ayağa kalkar. O boşluğu önce acıyla, sonra yeni farkındalıklarla, sonra da hayatın ona sunduğu yeni güzelliklerle doldurur.
Aldatan kişi ise içinde oluşan o boşluğu çoğu zaman fark edemez. O yüzden hep daha fazlasını ister, hep bir şeyler eksik kalır. Çünkü ihanet, en çok da ihaneti yapanı eksiltir.

 

Unutmayalım;
İhanet sadece eşler arasında yaşanan bir kırılma değildir. Çocukların gözünden gördüğü, hayat boyu taşıdığı bir izdir aynı zamanda. Aldatılanın yarası sarılır belki ama güvenin sarsıldığı ailelerde, gelecek nesiller de yara alır. O yüzden sadakat, yalnızca kişisel bir erdem değil, toplumsal bir sorumluluktur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve radikalgazete.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.