"Devir değişti, yöntemler değişti; ama hırsızın gözü hâlâ başkasının malında. Dün yol kesenler vardı, bugün ekran başında pusuda bekleyenler."
Hırsızlık, insanlık tarihi kadar eski bir suçtur. Dün vardı, bugün var, yarın da olacak. Zaman değişti, araçlar değişti; ancak hırsızlık değişmedi. Eskiden kervan basan eşkıyalar vardı, bugün ekran başında tuzak kuran dijital korsanlar var. O günün yol kesenleri kılıçla saldırırdı, bugünün dolandırıcıları klavye ve ekranla.
Osmanlı’nın adaletle hükmettiği, şer’i cezaların tatbik edildiği dönemlerde hırsızlık neredeyse yok denecek kadar azalmıştı. Sadaka verecek fakir bulmakta zorlanan beldeler vardı. “Sadaka taşları” bırakılır, ihtiyacı olan sadece ihtiyacı kadarını alırdı. Çünkü cezalar caydırıcıydı, adalet hem maddeten hem manen tesis edilmişti. Bugün ise ne cezalar caydırıcı, ne de insanlar eskisi kadar güvenilir.
Dijital Dünyanın Sessiz Tuzakları
Günümüzün en yaygın iletişim araçları olan sosyal medya ve dijital platformlar, maalesef dolandırıcıların yeni meskenleri haline geldi. Bu kişiler nazik konuşur, güven telkin eden sözler söyler, vaatlerle kurbanlarını ikna etmeye çalışır. Ödevlerine iyi çalışmış, profesyonelce hazırlanmışlardır. Şüphelerinize hazır cevapları vardır. Bir bakarsınız ki tüm birikiminiz, emeğiniz elinizden alınmış.
Hırsızlar yalancıdır; çünkü yalan söylemeden hırsızlık yapılamaz. Yalan ise münafıklığın alametidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur:
"Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine emanet edilene hıyanet eder." (Buhari, Müslim)
Dolandırıcı, başkasının emeğini çalarak zulmeder; dolandırılan mazlum olur.
Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiyle: "Yaşasın zalimler için cehennem!"
Ne kadar yerinde, ne kadar hikmetli bir sözdür ki; zalimin zulmüne karşı hem mazluma teselli, hem adalete bir müjde, hem de zalime ilahi adaletin kaçınılmaz olduğunu hatırlatan tokat gibi bir ikazdır. Bu söz, tarihin her döneminde, her türlü hırsıza, dolandırıcıya, zorba ve zalime söylenmiş evrensel bir hüküm gibidir.
Hırsızlığa Karşı En Adil Ceza
Kur’an-ı Kerim’de Maide Suresi 38. ayette şöyle buyrulur:
"Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir."
Bu hüküm, sadece cezalandırmak için değil, caydırmak için de vardır. Ceza maddeten caydırıcı olmalıdır; ama asıl önemlisi manen caydırıcı olmasıdır.
Manen caydırıcı olması ne demek?
Eğer hırsız vicdanını tamamen yitirmemişse, elinin kesilmesinin Allah’ın emri olduğunu hatırlayacak, kanun koyucunun Allah olduğunu bilecek. Bu da ona Mahşer Günü’nü, hesaba çekileceği anı hatırlatacak.
İmam Gazali’nin de sözlerinde ifade ettiği manada : “Dünya bir pazar yeridir; kâr da zarar da buradadır, hesabı ise ahirettedir.”
Sosyal Medya Dolandırıcılarına Karşı Uyanık Olmak
İnternette tanımadığınız kişilerden gelen yatırım, ödül, yardım veya iş tekliflerine itibar etmeyin. Size acil karar verdirmeye çalışan, “fırsat kaçıyor” diyen ya da para isteyen kişilere karşı temkinli olun. Dolandırıcılar, duygularınızı hedef alır; bazen yardımseverliginizi , bazen umutlarınızı sömürürler. Önce duygularınıza dokunur, sonra aklınıza sızar, en sonunda da cebinize girerler.
Adaletin Mutlak Tecellisi
Her hırsız, her dolandırıcı bilmelidir ki; yaptıkları yanlarına kalmayacaktır. Dünyada tam olarak cezasını görmese bile, Mahkeme-i Kübra’da, Mahşer Meydanı’nda hesabını verecektir. Adalet, hak edene hakkını vermektir; zulüm ise hakkı olmayana el uzatmaktır. Dolandırıcı, başkasının alın terini çalıp kendi menfaatine harcayan kişidir. Ve her kim başkasının emeğini çalarak yaşamını sürdürüyorsa, bilsin ki bu dünyada kaçsa bile, ahirette hesabı kesindir.
Bir gün hepimiz öleceğiz ve Allah’ın huzurunda en ince detayına kadar hesap vereceğiz.
Kur’an-ı Kerim’de Zilzal Suresin de şöyle buyruluyor: “Kim zerre kadar hayır işlerse onun karşılığını görür. Kim de zerre kadar şer işlerse onun karşılığını görür.”
Peygamber Efendimiz (S.A.V) de buyurmuştur: “Dünya ahiretin ekinliğidir. Kim burada hayır ekerse orada biçer.” (Beyhakî, Şuabu’l-İman, 7/358)
İnsan bu dünyada ne ekerse ahirette onu biçecek; burada yapılan her iyilik ahirette karşılık bulacak, her zulmün de hesabı orada görülecektir.
Dijital Temizlik: Ne Yapmalı?
Sosyal medya dolandırıcılarını temizlemek için platformlara da görev düşüyor. Şüpheli ve tespit edilmiş dolandırıcı hesaplar kalıcı olarak kapatılmalı, algoritmalar buna göre yeniden yazılmalı. Bir kullanıcı bir defa dolandırıcılık yapmışsa, farklı isim ve hesapla geri dönmemesi için IP, cihaz ve kimlik bazlı engellemeler uygulanmalı.
Ayrıca, dijital okuryazarlık eğitimleri yaygınlaştırılmalı. İnsanlar nasıl ki kapılarını kilitli tutuyorsa, sanal kapılarını da güvence altına almayı öğrenmeli.
Son Söz
Hırsızlık, ister fiziksel ister dijital olsun, sadece mal çalmak değildir. İçinde yalan, kul hakkı, emek hırsızlığı ve zulüm vardır. Basit bir suç değil, ağır bir ahlaksızlıktır. En adil ceza ise hem caydırıcı hem de ibret verici olandır.
Dolandırıcılara karşı uyanık olalım, güvenimizi kolay vermeyelim. Peygamber Efendimiz'in (S.A.V) ikazını unutmayalım:
"Bir mümin, aynı delikten iki defa sokulmaz." (Buhari, Müslim)
Ve unutmayalım ki, adalet mutlaka tecelli edecektir. Belki bugün, belki yarın… Ama kesinlikle Mahşer Günü’nde. Çünkü Allah, kullarının hakkını zalime bırakmaz.