Günümüz dünyasında, bilgiye ulaşmanın hiç bu kadar kolay olmadığı, hayatımızın baş döndürücü bir hızla aktığı bir çağda yaşıyoruz. Peki bu hızın içinde insanlığımıza, değerlerimize ve kendimize ne kadar zaman ayırabiliyoruz?
İşte tam da bu noktada, ahlaki zekâ kavramı ve asırlar öncesinden bize seslenen büyük bilgenin, Mevlâna Celaleddin-i Rûmî’nin öğretileri devreye giriyor. Prof. Dr. Mehmet Kanoğlu'nun "Ahlaki Zekâ" kitabı da bizlere kendi iç pusulamızı nasıl bulacağımızı ve bu pusulanın izinde nasıl daha anlamlı bir yaşam süreceğimizi hatırlatıyor.
Ahlaki Zekâ Nedir? Yüksek IQ Yeter mi?
Hepimiz bilişsel Zekâyı (IQ) ve son yıllarda popülerleşen duygusal Zekâyı (EQ) duymuşuzdur. IQ, matematik problemlerini çözmek, hızlı düşünmek gibi bilişsel yeteneklerimizi ifade ederken; EQ, duygularımızı anlama, yönetme ve başkalarıyla empati kurma becerimizdir.
Ancak bunların ötesinde, insan olmanın en temel taşıyıcılarından biri olan ahlaki zekâ (MQ) var. Kanoğlu, "Ahlaki Zekâ" adlı eserinde bu zekâ türünü, "doğruyu yanlıştan ayırt edebilme, etik ilkeler doğrultusunda hareket edebilme ve bu eylemlerin sonuçlarını tartabilme yeteneği" olarak tanımlar. Bu, sadece kurallara uymak değil, aynı zamanda başkalarının haklarına saygı göstermek, adaleti gözetmek, vicdanımızın sesini dinlemek ve zor durumlarda bile doğru olanı yapmaktan çekinmemektir.
Mevlâna, bu zekâyı, aklın ve kalbin birleşimiyle ortaya çıkan bir ruhsal olgunluk olarak görür. Ona göre, bilginin sadece akılda kalması yetmez, aynı zamanda kalbe inmeli ve davranışa dönüşmesi gerekir.
Yüksek IQ sizi karmaşık problemleri çözmeye itebilir, yüksek EQ ise insan ilişkilerinde başarılı olmanızı sağlayabilir. Ama ahlaki zekâ olmadan, bu yetenekler yıkıcı amaçlar için de kullanılabilir. Tarih, zeki ama ahlaksız liderlerin açtığı yaralarla doludur. İşte bu yüzden, ahlaki zekâ, bireysel ve toplumsal huzurun temelini oluşturur. Kanoğlu'nun da vurguladığı gibi, günümüz dünyasında yaşanan birçok sorunun temelinde, ahlaki Zekânın ihmal edilmesi yatmaktadır.
Mevlâna'dan Ahlaki Zekâ Dersleri
Mevlâna, asırlar öncesinden çağlar ötesine ulaşan mesajlarıyla, ahlaki zekânın en bilge öğretmenlerinden biridir. Onun öğretileri, şekilciliğin ve katı kuralların ötesinde, insanı merkeze alan, sevgi ve hoşgörüyle yoğrulmuş bir ahlak felsefesi sunar.
Mevlâna'nın Mesnevi'sinde şöyle bir hikaye anlatılır:
Bir gün, cimri ve zengin bir adamın evine hırsız girmiş. Adam hırsızı yakalamış ve dövmeye başlamış. Hırsız can havliyle: "Eyvah! Ne kadar talihsizim! Benim rızkım böyle miymiş? Benim payıma bu işkence mi düşermiş?" diye söyleniyormuş. Bunu duyan zengin adam daha da öfkelenmiş: "Ey utanmaz hırsız! Benim malımı çalarken niye hiç rızık aklına gelmedi? Şimdi mi aklına geldi kısmet, rızık sözleri? Hakk'ın taksimi dediğin bu hırsızlık mıdır? Benim alın terimle kazandığımı çalmak mı?" Hırsız gülmüş ve cevap vermiş: "Ey efendi, sen haklısın. Benim işim buydu, senin işin de malını korumaktı. Ama bak, herkes kendi üzerine düşeni yapıyor. Sen malını korumakla meşguldün, ben de kendi ‘rızkımı’ aramakla. Belki de bu dövülmek, benim için bir ders, benim rızkım da buydu."
Bu hikaye, basit gibi görünse de Mevlâna'nın hoşgörü ve anlayış derinliğini gösterir. Ahlaki zekâ, olaylara tek bir pencereden bakmak yerine, farklı bakış açılarını görebilmektir. Hırsızın eylemi yanlış olsa bile, zengin adamın sadece öfkesine odaklanması yerine, olayın farklı boyutlarını kavramasını düşündürür.
Mevlâna, her ne olursa olsun, karşımızdakini anlamaya çalışmanın, empati kurmanın ve belki de onun da bir "rızkı" olduğunu kabul etmenin ahlaki bir olgunluk olduğunu fısıldar. "Gel, gel, ne olursan ol yine gel..." çağrısı da buradan gelir. Farklılıkları yargılamak yerine anlamak, ahlaki zekânın temelidir.
Ahlaki Zekânı Geliştirmenin Yolları
Ahlaki zekâ, sadece bireyin başarısını değil, inşa edilen toplumun da kalitesi üzerinde belirleyici olacaktır. İşte sizlere, ahlaki zekânızı güçlendirmek için birkaç tavsiye:
Duyarlı Bir Kalp Geliştirin ve Empati Kurun: Çevrenizdeki insanların duygularına, düşüncelerine ve deneyimlerine karşı duyarlı olun. Sadece kendi bakış açınızdan değil, başkalarının gözünden de olaylara bakmaya çalışın. Bir arkadaşınızın zor zamanında yanında olmak, bir yabancıya yardım eli uzatmak veya farklı bir kültürü anlamaya çalışmak, empatinizi güçlendirecektir. Bu, Mevlâna'nın "Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez" sözünün bir yansımasıdır.
Vicdanınızın Sesini Dinleyin: İçinizdeki o küçük sesi önemseyin. Bir karar alırken, bunun başkaları üzerindeki etkilerini düşünün. Kolay olanı değil, doğru olanı yapmaya çalışın. Bazen vicdanınız sizi zorlayabilir, konfor alanınızdan çıkarabilir ama inanın, doğru olanı yapmak size gerçek huzuru getirecektir. Kanoğlu'nun kitabında da belirttiği gibi, "Vicdan, bireyin içsel bir ahlaki pusula görevi gören bir 'doğru ve yanlış' duygusudur." Bu pusulayı ihmal etmeyin.
Hoşgörülü ve Kapsayıcı Olun: Farklılıklardan korkmayın, aksine onları bir zenginlik olarak görün. Farklı düşüncelere, yaşam tarzlarına ve inançlara sahip insanlarla iletişim kurmaktan çekinmeyin. Yargılamadan önce anlamaya çalışın. Mevlâna'nın evrensel mesajı, tüm insanlığı kucaklamayı öğretir. Unutmayın, "aynılık" gelişimi durdururken, "farklılıklar" yeni pencereler açar.
Sorumluluk Bilinci Geliştirin: Kendi eylemlerinizin ve kararlarınızın sorumluluğunu üstlenin. Hatalarınızdan ders çıkarın ve başkalarını suçlamak yerine, çözüm odaklı yaklaşın. Toplumun bir parçası olarak, sadece kendinizden değil, çevrenizden ve doğadan da sorumlu olduğunuzu unutmayın.
Öğrenmeye ve Sorgulamaya Devam Edin: Sadece okul dersleriyle sınırlı kalmayın. Kitap okuyun, farklı kültürleri araştırın, hayatı ve varoluşu sorgulayın. Bilgi ve tecrübelerinizi ahlaki bir süzgeçten geçirin. Merak edin, çünkü merak ahlaki gelişimin kapılarını aralar.
Ahlaki zekâ bir kas gibidir; kullandıkça güçlenir, ihmal edildikçe zayıflar. Bu çağda en büyük servetiniz, sadece cebinizdeki para ya da diplomalarınız değil, aynı zamanda ruhunuzdaki ve kalbinizdeki ahlaki pusulanızdır. Prof. Dr. Mehmet Kanoğlu hocamızın "Ahlaki Zekâ" kitabı gibi eserler bu pusulayı bulmanıza yardımcı olurken, Mevlâna gibi büyük ustaların öğretileri de bu pusulanın yönünü işaret etmeye devam edecektir.
Unutmayın, "Sen bir düşünsen, koca bir âlemsin." Bu âlemi sevgiyle, hoşgörüyle ve adaletle donatmak sizin elinizde.
Mehmet Sönercan 07.08.2025